Makine Halüsinasyonu : ISS Rüyası
Refik Anadol Studio’nun çalışmaları verilere dayanan fakat yoruma açık bir dizi hipnotize edici ve soyut metaforu su yüzüne çıkararak sadece rüyalara ve halüsinasyonlara gönderme yapmaz; bize bir makinenin insan zihninin bilinçaltı süreçlerini taklit edebilmesi durumunda ne olacağı hakkında fikir vermeyi de hedefler. Harvard Üniversitesi’ndeki Berkman İnternet ve Toplum Merkezi’nin kurucularından Jonathan Zittrain yakın zaman önce verdiği bir demeçte internet mimarisini bir arada tutan bir merkez olmadığından ve tüm dijital aktivitelerin ‘muazzam bir kolektif halüsinasyon’a dayandığından bahseder. Serginin üçüncü katındaki “Makine Halüsinasyonları” başlıklı eserler Refik Anadol Studio’nun yaklaşık beş yıldır sürdürdüğü yapay zeka ve bilinç araştırmalarını uzay verilerine uygularken aynı zamanda dijital çağın yarattığı kolektif makine halüsinasyonlarını da kamusal veri ve kamusal sanat pratiği kavramları üzerinden sorgulamaya açar.
2016 yılından bu yana makine zekasını insan bilincinin iş birlikçisi olarak kullanan Anadol, geniş veri kümeleri üzerinde eğitilmiş DCGAN, PCGAN ve StyleGAN algoritmaları ile gerçeklerin gözle görülmeyen katmanlarını ve bağıntılarını ortaya çıkarmayı hedefler. Bu algoritmalar sayesinde sınıflanan ve makineye öğretilen veri kümeleri daha sonra parçası oldukları veri evreninin kavramsal bağlamını daha iyi anlamak için tematik kategoriler olarak kümelenir. Bu sürekli genişleyen veri evreni, yalnızca uzay görsellerinin enterpolasyonunu ve sentezini temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda halüsinasyonların sanatsal yaratıcılığın merkezinde olduğu gizli bir kozmos haline gelir. Makine tarafından yaratılan halüsinasyonlar izleyiciyi kainatın görünmez katmanlarına yaklaştırır ve aynı anda hem dünyaya hem çevreye, hem de evrene aidiyet duygusunu tetikleyebilecek görseller içerir.
//
Machine Hallucination : ISS Dreams
The works of Refik Anadol Studio allude to dreams and hallucinations by visualizing a series of hypnotic and abstract metaphors that are open to interpretation. They show us the possibility of what could happen if a machine becomes able to emulate the human mind’s subconscious processes. This work is part of the Hallucinations series that offers a visualization of celestial structures through the mind of a machine. For the dataset, RAS uses photographic archives of approximately 900,000 images of deep-space objects such as galaxies and nebulae taken by the Hubble telescope, which was launched in 1990 and then retrofitted to allow high-resolution images in the 2000s.
Jonathan Zittrain, the co-founder of Harvard’s Berkman Center for Internet and Society, recently suggested that “internet architecture” lacked a definable center and instead relied on “an extraordinary collective hallucination.” While expanding the AI and consciousness research that Refik Anadol Studio has been conducting for over two years using space data, Hallucinations also displays real and virtual collective experiences generated by the digital age through the concepts of public data and public art. In this iteration, RAS invites the audience to reflect on these ideas by viewing how the machine intelligence hallucinates after “seeing” millions of space images taken by the ISS telescope.
MRO Dreams is a unique latent walk through the machine’s Mars data universe as it constantly generates hallucinatory landscapes of Mars. The ever-expanding data universe of hallucinations not only represents the interpolation and synthesis of photographic Mars archives, but also becomes a latent cosmos in which dreams are the main currency of artistic creativity. Such machine-generated hallucinations allude to a connection with this cosmos of unimaginable vastness and include visuals that trigger a sense of belonging to the Earth and to our immediate environments.